İLETİŞİM YAYINLARI
Ankara'nın, "başkent" kimliğini ve ondan öte Cumhuriyet'i, ulus-devleti simgeleyen üç meydan: Kızılay - Ulus - Sıhhiye...
1950'lere dek, Cumhuriyet'in kamusal mekanları idi bu meydanlar... Sonra, gitgide, bir yandan trafik kavşağına dönüştürülerek depolitize edildiler, bir yandan da "öngörülmemiş", ya da "istenmeyen" bir çoğulculuğa alan açtılar.
Ve Ankara'nın, kalabalıklara evsahipliği yapan bir başka kamusal mekanı: Yüksek Caddesi yaya bölgesi... Kentsel gündelik hayatın asli bir unsuru olan, kamusal bir mekanda "yürüme" deneyimi için mecralar açan, bu "faaliyete" biçim veren bir alan...
Kızılay, Ulus, Sıhhiye meydanlarını ve Yüksel yaya bölgesini "okuyarak", kentin, kamusal alanın, politikanın anlamlarını çözümleyen yazılar yer alıyor elinizdeki kitapta. Ankara'nın ve genel olarak kentin çoğul kamusal kimlikleri üzerine, kentsel kimlik ve "kamusal bilinç" arasındaki gerilim üzerine kuramsal bir temele yaslanan yazılar...
"Başkent'te gün be gün "katedilen" mekanların tarihi, değişimi, bugünü ve muhtelif çehrelerine ilişkin tasvirler sunan bir Ankara kitabı...
Aynı zamanda, politik ve kuramsal bir inceleme: mekanın politikasına dair...
Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” düsturunu üstün başarıyla uygulayan Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve arkadaşları ülkemizi bu cehennemin dışında tutmayı nasıl başardılar?
Çocukluğunda; savaşın çalkantılı günleriyle birlikte genç cumhuriyetin kurumsallaşma çabalarına da tanıklık eden yazarın kaleminden bir kentin mimari varoluşu...
Yazar, söz konusu dönemin Ankara’sının modern mimarlık ve şehircilik ilkeleriyle toplumsal, kültürel ve sanatsal gelişmesini kendi anılarıyla beraber anlatıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder